Yeni hafta yeni bir yazı ile karşınızdayım. Geçen hafta belirttiğim üzere bu hafta Türk Sivil Havacılığına eleştirel bir yaklaşım ile köşe yazımı yazıyor olacağım. Burada temel amacımız eleştirerek daha da gelişmemiz. Türk havacılığı son yıllarda çok şahlandı. Burada şüphesiz başarılı bir havacılık yönetimi mevcut. Krizleri de havacılık adına güzel yönettik diyebiliriz. Peki her şey güllük gülistanlık mı? Eksiklerimiz yok mu? Bu hafta gelin size kendi açımdan havacılıktaki eksiklerimizi anlatayım.
Siyaset ve Havacılık
Maalesef ülkemizde siyaset her türlü kurumu ele geçirmiş durumda. Havacılıkta siyasetten ziyade ulusal çıkarlar göz önünde bulunmalıdır. Türkiye jeopolitik olarak çok ama çok iyi konumda yer alıyor. Havacılık açısından dünya ısı haritası doğuya kayıyor. BU sebeple Londra, Amsterdam, Paris, Frankfurt gibi çok büyük merkezlerden ziyade İstanbul, savaş öncesi Moskova gibi daha doğu eksenli şehirlere kayıyor. Şu anda Moskova bu denklemin dışında. İstanbul doğal olarak gelecek vadediyor. Burada iki husus var. Öncelikle bu gelişme ve büyüme kaçınılmazdı. İkincisi bu büyüme iyi yönetildi. Ancak elimizde birçok imkân var ve bunları kullanmıyoruz. Hadi gelin bunlara değinelim.