Bu haftaki konumuz gökteki kadınlar. Hemen hemen her alanda olduğu gibi havacılık sektöründe de cinsiyetçi bir görüş olan, pilotluğun fiziksel güce dayalı bir uğraş olduğunu savunan bir önyargı bulunmaktadır. Bu görüş havacılığın başından beri erkeklerin iş alanının daha çok oluşundan kaynaklanmaktadır. Son yıllarda bu görüş biraz kırılmış, cinsiyet değil de zekâ, zihinsel ve fiziksel dayanıklılık, beceri ve yetenek ön plana çıkmaya başlamıştır. Tüm engellere rağmen 1934 yılında ilk yolcu uçağı pilotu olarak HELEN RİCHEY tarihe adını yazdırmıştır.
Hikayeler
Herkese tekrardan merhaba. Bu hafta 20.yüzyılın iki önemli mihenk taşını ve onların vedalarını konuşacağız. Bu haftaki konumuz kraliçelerin vedaları. Dilerseniz yazımıza geçelim. 20.yüzyıl dendiği zaman akıllara birçok şey gelir. Kimine göre çocukluğu, kimine göre savaş… Bugün 20.yüzyıl kütüphanesinden iki önemli kitabı konu alacağız.
Gökyüzünün Kraliçesi
Boeing 747 şüphesiz ki 20.yüzyıl ikonlarından birisi ve havacılıkta yeni bir çağı başlatan önemli bir uçaktı. 1969 yılında havacılık serüvenine başlayan uçak, PAN AM Hava Yollarının isteğiyle ortaya çıktı ve havacılık sektöründe önemli bir yere sahip oldu. 1970’li yıllarda Boeing 747’nin üst katında bulunan Lounge’da Atlantik üzerinde uçmak, yolculara 10 km yukarıda özel bir deneyim yaşatmak onu bir ekol haline getiren şeylerden bir tanesiydi.
Geride bıraktığımız 53 yıl boyunca daha nice önemli olayların içinde bulundu Boeing 747. Dünyanın en büyük uçak kazasında da başroldü, Vietnam’daki yetim bebekleri taşırken de… Bazen onu Amerika Birleşik Devletleri Başkanını taşırken gördük, bazen de bir uzay mekiğini… Çeşitli rekorları da elinde bulunduran 747, 1122 İsrailli göçmeni taşıyarak en çok yolcu taşıyan uçak ve Qantas Hava Yollarının teslimat uçuşunda 20 saat 9 dakika havada kalıp tek seferde 18.000 km yol katederek, en uzun uçuş rekorunu da kırmıştır. Ardında bıraktığı 53 yıl boyunca Japon Hava Yolları 123, Tenerife Faciası gibi sansasyonel kazalara karışmış, tarih sahnelerine bir kez daha adını yazdırmıştı.
Herkese tekrardan merhaba. Bugün ki yazımızın konusu THY’deki gelişmeler ve gelecek olacak dilerseniz vakit kaybetmeden yazımıza geçelim.
Değişen Yönetim
Hepinizin malumu ki Türk Hava Yollarında yönetim değişti. Yönetim kurulu başkanlığını devreden İlker Aycı, yerini Ahmet Bolat’a bıraktı. Bu değişimden bu yana Türk Hava Yolları’nda Aycı’nın açmış olduğu müdürlükler kapatılırken çok sayıda yeni atamalar olduğunu gördük ve hala daha bu atamalar devam ediyor. Şüphesiz THY, İlker Aycı döneminden sonra Ahmet Bolat döneminde epey bir değişime uğradı. Son zamanlarda THY yönetiminden gelişmeler ve radikal kararlar duyuyoruz.
Herkese tekrardan merhaba bu haftaki konumuz Airbus’ın yeni dar gövde uçağı A321XLR (Xtra Long Range)
Geçtiğimiz aylarda fabrikadan çıkarılan uçak, 1-2 hafta önce de ilk test uçuşunu başarıyla tamamladı. İlk uzun menzilli dar gövdeli uçak olma unvanını taşıyan A321XLR’ı, gelecekte birçok havayolunun filosunda görmek sürpriz olacağa benzemiyor.
Peki bu uçak neden havacılıkta yeni bir çağ başlatacak gelin açıklayalım.
Herkese uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba. Bu hafta konumuz Top Gun Maverick. Biliyorsunuz ki Top Gun, 36 yıl aradan sonra bir devam filmiyle hayranlarına merhaba dedi. 27 Mayıs günü vizyona giren film, şimdiden gişe rekorları kırıyor. Başrolde benim de hayranı olduğum Tom Cruise (Maverick) bulunuyor. Filmle ilgili birkaç yazı daha yayınlayacağım. Filmi izlemeyenlere bu yazıyı okumamalarını rica ediyorum çünkü yazıda spoiler olacak. Bu haftaki yazım filmin en başında gördüğümüz Maverick’in 10 Mach hıza çıkardığı uçak. Dilerseniz yazımıza geçelim.
Herkese tekrardan merhabalar. Haftalar sonra tekrardan kraliçeyi yazıyorum. Bu haftaki yazımız Boeing 747 ve B747’nin varyantları yani çeşitli modelleri hakkında olacak. Boeing 747’nin hikayesini anlattığım yazımı sitede bulabilirsiniz. Dilerseniz hemen yazımıza geçelim.
Herkese tekrardan merhaba bu haftaki yazımız geçen hafta da belirttiğim üzere yeni nesil kargo uçaklarında THY’nin kararı ne olur bunları konuşacağız.
Bildiğiniz üzere salgın döneminde kargo sektörüne olan ihtiyaç oldukça artmış durumda. Airbus ve Boeing yeni nesil uçaklarıyla kargo pazarında da rekabet etmek istiyorlar. Boeing’in Airbus’a göre pazarda oldukça büyük bir üstünlüğü söz konusu. 747, 777, 767 ve son olarak 737 uçaklarının kargo versiyonlarıyla bu üstünlüğü sağlayan ve sürdüren Boeing, yeni nesil yolcu uçağı 777X’in kargo modeliyle bu liderliği sürdürmek istiyor. 777-8X modelinden türetilen yeni kargo uçağının modeli 777-8XF olarak belirlendi. Diğer taraftan pazarda sadece Airbus A330-200F modeliyle varlığını sürdüren Airbus, Pazar payını arttırmak için A350-1000 modelinden türetilen A350F kargo uçağıyla rakibinin karşısına çıkıyor. Dilerseniz bu uçakları yakından inceleyelim.
Herkese tekrardan merhabalar. Bu haftaki konumuz yeni nesil uçaklardan Boeing 777X ve Airbus A350-1000 uçaklarının hangisi bayrak taşıyıcı havayolumuz Türk Hava Yollarının filosunda görev yapacak ya da hangisi görev yapabilir bunları konuşacağız. Bu yazımızda THY’nin kararı ne olur onu konuşacağız. Dilerseniz yazımıza geçelim.
Bizim gibi havacılık tutkunları ülkemiz havayollarında farklı bir uçak görünce içimiz kıpır kıpır oluyor. Özellikle son dönemde filolara katılan Boeing 787-9, Airbus A350-900 tipi gibi yeni nesil yolcu uçakları çok gözde konumlarda. Ancak havayolunun bir uçak tipini filosuna katabilmesi için ekip ve filo planlaması, uçak tipinin hangi destinasyonlarda kullanılacağı, maliyeti ve yakıt tasarrufu gibi çeşitli etkenleri göz önünde bulundurması ve buna göre sipariş vermesi gerekiyor. Benzer şekilde THY’nin kararı da bu çerçevede şekillenecek.
Bu haftaki yazımıza konu olan uçaklar ise uçak üreticilerinin yeni modelleri olan B777X ve Airbus A350-1000 uçakları. Türk Hava Yollarının Avustralya kıtasında bulunan yoğun balkan nüfusu nedeniyle destinasyonlar açmak istediğini biliyoruz ancak şu anda filosunda bulunan uçakların menzilleri Avustralya kıtasına yetmiyor. Yeni gelen Boeing 787 ve Airbus A350 uçaklarının menzilleri kısmen bazı şehirlerine yetişse de (Darwin gibi), Başkent Melbourne için menzilleri yeterli olmuyor. Bu nedenle Türk Hava Yolları bu gibi destinasyonlar için yakın tarihte bu uçaklardan sipariş verebilir.
Ancak şu anda bu siparişi konuşmak için çok erken. Daha yeni yeni toparlanmaya başlayan havacılık sektörü ve bahsettiğimiz uçakların kendini tam olarak kanıtlayamamış olması ve THY’nin emin olmadan uçak siparişi vermemesi gibi etkenler süreci uzatabilir. Biz bu uçakların özelliklerini ve THY’ye ne gibi fayda sağlar bunları konuşacağız. Dediğimiz gibi THY’nin kararı birçok faktöre bağlı. Hadi bu uçakları yakından inceleyelim.
Herkese tekrardan merhaba bu haftaki yazımda üretilemeyen uçaklar konusunu ele alacağım. Hadi yazımıza geçelim.
1-Boeing 2707
60’lı yıllarda giderek popüler olan havayolu taşımacılığında sesten hızlı yolcu uçaklarının da dönemi başlıyordu. İnsanlar geleceğin sesten hızlı yolcu uçaklarında olduğunu düşünüyordu. Sovyetler Birliği Tupolev 144’ü geliştirirken Amerika Birleşik Devletleri bu yarışta kendini unutturmamıştı ve Boeing 2707 projesiyle masaya oturmuştu. Boeing 2707’nin -100,-200 ve -300 olmak üzere üç varyantı vardı ve değişken kanatlara sahipti. Ses hızının 3 katı hızında yani 3,00 mach hızla uçabilecek ve 300 yolcuyu taşıyabilecek şekilde dizayn edilen Boeing 2707; çevresel faktörler ve devletin fon kesintisi nedeniyle kağıt üzerinde bir proje olarak tarihin tozlu raflarında yerini almıştı. Prototipi Amerika’da Hiller Havacılık Müzesinde sergilenen 2707; asla üretilememişti. Boeing 2707’den ileriki yazılarımda detaylı olarak bahsedeceğim.
Merhaba bugün sizlere Havacılıkta yeni bir çağı başlatan ve Havacılık camiasında ‘Queen of the Skies’ yani ‘Gökyüzünün Kraliçesi’ olarak adlandırılan Boeing 747 uçağının hikayesini anlatacağım. Vakit kaybetmeden yazımıza geçelim.
1963 YILINDAKİ BOEING 747 TASARIM HİKAYESİ
Boeing 747 yolcu uçağının hikayesinin anlatabilmemiz için biraz eskiye gitmemiz gerekiyor. Sanıldığının aksine 1969 yılına değil, sizleri biraz daha eskiye götüreceğim.
Takvimler 1963 yılını gösterdiğinde Amerikan Hava kuvvetlerinin çok büyük askeri kargoları taşıyabilecek bir nakliye uçağı ihtiyacı doğmuştu. Halihazırda bulunan C-141 Starlifter uçağı bu taleplere gerek menzili gerek kargo kapasitesi açısından yetersiz kalıyordu. Amerikan Hava Kuvvetleri okyanusu aşabilecek ve geniş kargo kapasitesi imkanı sunan yeni bir uçak arayışına girmişti.