Herkese merhaba! Bu yazımız Havacılığın Mucitleri hakkında olacak. Hadi geçelim!
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana gökyüzüne hep merakla bakmıştır. Bu merak günümüz modern havacılığının oluşmasına zemin hazırlamıştır. İnsanoğlu gökyüzünde gördüğü kuşlara imrenmiş ve onlar gibi uçmak istemiştir ve birçok uçma denemeleri veya kendi uçurabileceği birçok araç yapmıştır. İşte bu yazımızda bu uçma çalışmalarını yapan havacılığın temel taşlarını oluşturan önemli ve değerli havacılık tarihine iz bırakmış bilim insanlarını ele alacağız. Kim bu Havacılığın Mucitleri ?
İlk olarak 1500’lü yıllarda kuşların uçuşu ile ilgili yazılan el yazmaları içerisinde yer alan ilk uçan makine çizimlerini çizen kişi olan Leonardo da Vinci’yi tanıyacağız
Leonardo da Vinci
Tarihin en yetenekli ve yaratıcı adamlarından biri olarak tanımlanan Leonardo da Vinci, 1452’de Floransa yakınlarındaki Vinci köyünde doğmuştur. Tarihin en yetenekli dehalarından biri olan Leonardo da Vinci henüz 5-6 yaşındayken bir mimarın yanında çalışarak ilk eğitimini almıştır.
İlk hesap, geometri ve yapı bilgilerini bu mimardan öğrenmiştir. Leonardo, daha çocuk yaşlarda bile zekası ve resim sanatına olan yeteneğiyle dikkat çekmiştir.
Babası Ser Piero, Leonardo’nun bu yüksek kabiliyetini görerek onu 1470 yılında o zamanki Floransa’nın en ünlü sanatçılarından biri olan Andrea del Verrochio’nun atölyesine yerleştirmiştir. Verrocchio, atölyesinde Botticelli, Fiorenzo di Lorenzo, Peruguino ve Lorenzo di Credi gibi birçok tanınmış ve eşsiz eserler vermiş ressam yetişmiştir.
Leonardo’nun en değerli bilimsel çalışmaları anatomi konusundaki incelemeleridir. Sanatçı çeşitli hayvan ve insan cesetleri üzerinde araştırmalar ve çizimler yapmıştır. Bu çizimleri uzun süre eğitim amaçlı da kullanan Leonardo, insan bedenindeki altın oran üzerine durmuştur. En önemli çizimlerinden olan Vitruvius Adamı bu ölçüleri göstermek üzere çizilmiştir. Fikirlerini kuramlaştırmayarak uygulamaya döken sanatçı birçok makine de tasarlamıştır. Askeri, mühendislik ve müzik aletleri tasarımı üzerine çalışmış, insan gücü yerine kullanılabilecek makine tasarımlarına yoğunlaşmıştır. Ayrıca dalgıç giysisi, kuşatma kulelerine su pompalayan makineler, uçak, helikopter, paraşüt türünden araçlar, bisiklet tasarlamıştır.
Ancak bu tip makinelerle yapılan uçuş denemeleri ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Çünkü bu makinenin temeli, kuşların uçmalarını sağlayan fizyolojik yeteneklerin insanlar tarafından yerine getirilmesine dayanmaktadır.
1650 ve 1900 yılları arasında, ikinci bir deneme yapılmıştır. Bu sefer uçmak için daha az karmaşık ama daha verimli yeni nesil uçan makineler olan hafif gemiler -yani balonlar- kullanılmıştır. Bunlara öncülük edenler ise Montgolfier Kardeşlerdir.
Balon ile gerçekleştirilen ilk başarılı deneme Fransa’da, 1783 yılında Montgolfier Kardeşler tarafından yapılmıştır.
Montgolfier Kardeşler
Montgolfier Kardeşler, 5 Haziran 1783 tarihinde Dünya’da ilk balonlu uçuşu gerçekleştiren kişiler. Fransız Joseph Michel Montgolfier (1740-1810) ve Jacques Etienne Montgolfier (1745-1799) Annonay köyünde çapı 10,5 metre olan ketenden bir torbayı sıcak havayla doldurarak ilk balonlu uçuşu yapmışlardır. Balon 450 metre kadar yükselerek 10 dakikada 1,5 millik mesafe katetmiştir. Montgolfier Kardeşler sonraki uçuşlarını 19 Eylül 1783 tarihinde, aralarında Benjamin Franklin’in de bulunduğu kalabalık karşısında Paris’te yapmışlardır. 6 millik uçuşta balonun sepetine bir horoz, bir ördek ve bir koyun koymuşlardır.
1843 yılında Sir George Cayley insan taşıyabilen buharla çalışan ilk planörü icat etti Uçurtma şeklindeki kuyruğuyla günümüzdeki helikopterin müjdecisiydi.
Sir George Cayley
1773’te doğan Cayley, Cayley baronetliğinin 6. sahibiydi. Brompton Hall’da yaşadı ve babasının ölümü üzerine birkaç mülkü miras alan yerel bir toprak sahibiydi. Aynı zamanda kendisi havacılığın babası olarak da adlandırılıyor. Çoğunlukla mühendislikle ilgili olağanüstü bir dizi konuyla ilgileniyordu. Yetenekli bir mühendis olduğu kadar yaratıcı bir mucit olan Cayley, en çok uçmanın ilkeleri ve mekaniği üzerine yaptığı araştırmaların yanı sıra daha sonra ilk teorik çalışmalarından geliştirdiği pratik projeleriyle tanınır.
1853’te Yorkshire’daki Scarborough yakınlarındaki Brompton-by-Sawdon’ı ziyaret edenler olağanüstü bir manzaraya tanık olmuşlardı.Yaşlı bir beyefendi olan Sir George Cayley, uçan makinesinde son ayarlamaları yapıyordu.planör, yetişkin bir adamı havaya fırlatmaya hazırlandı.
Cayley’nin torununun hesabına göre, biraz gönülsüz olan pilot-yolcu, John Appleby adında bir arabacıydı. Kanatların altına asılmış kayık benzeri küçük bir arabada yerini aldı; planör usulüne uygun olarak fırlatıldı, dört nala koşan bir at tarafından çekildi ve yalnızca saniyeler sürmesi gereken, ancak dehşete kapılmış arabacıya şüphesiz saatler gibi gelen bir uçuşta, makine vadi boyunca 900 fit uçtu. Bu, bir yetişkini taşıyan sabit kanatlı bir uçağın kaydedilen ilk uçuşuydu.
Günümüz uçuşların ilk adımları ise 1900’lü yılların başında iki Amerikalı kardeş olan Orville ve Wilbur Wright tarafından yapılan planör deneyleri ile atılmıştır.
Wright Kardeşler
Wright Kardeşler, ilk motorlu uçağı yapan ünlü kardeşlerdir.
Wilbur Wright 1867 yılında doğmuş, 1912 yılında ölmüştür. Kardeşi Orville Wright ise 1871 yılında doğmuş, 1948 yılında ölmüştür.
Ohio, Daytonlu iki bisiklet ustası olan Wilbur ve Orville Wright, 1899’da kuşların nasıl uçtukları hakkında kendilerine ipucu verebilecek her şeyi sistemli bir şekilde incelemeye başladılar. Bilimsel eserlerde ve eski insanların deneyimleri arasında kendi işlerine yarayacak hiçbir şey olmadığını kısa sürede anlayan Wright kardeşler sadece Berlin yakınlarındaki bir tepe üstünden planörle uçuş denemeleri yapan ve bu konuda çok dikkatli notlar tutan Alman mühendisi Otto Lilienthal’in çalışmaları vardı.
Orville Wright, Wilbur Wright Lilienthal kuşların uçmalarını çok yakından incelediği için planörünün bir kuşu andırmasına fazla şaşmamak gerekir. Fakat o içlerinde ünlü ressam Leonardo Da Vinci’nin de olduğu birçoklarını cezbeden tuzağa, yani kuş uçuşunu temsil eden kanat çırpma olayının cazibesine kapılmadı. Lilienthal uçabilecek bir uçağın havayla temas halinde olan sabit bir kanadı olması gerektiğini gösterdi. Wright kardeşler başarısızlıkla sonuçlanan birçok denemenin ardından 17 Aralık 1903’te Flayer adını verdikleri havadan ağır ve güç grubu bulunduran araçlarıyla gerçek anlamda uçmayı başarmışlardı ilk denemede 37 metrede 12 saniye boyunca uçtular.
Bu başarının ardından zeplinler hala havacılık üzerindeki etkisini kaybetmiş değildi hatta daha da etkili bir şekilde Hindenburg faciasına kadar gelişerek yaşamını sürdürdü. 1930’ların başında Kont Ferdinand von Zepplin en başarılı girişimleriden biri olan hava gemisini geliştirdi.
Kont Ferdinand von Zepplin
Kont Ferdinand von Zeppelin, sert zeplin veya zenginlik balonunun mucidi oldu. 8 Temmuz 1838’de Konstanz, Prusya’da doğdu ve Ludwigsburg Askeri Akademisi ve Tübingen Üniversitesi’nde eğitim gördü. Ferdinand von Zeppelin 1858’de Prusya ordusuna girdi. Zeppelin, 1863’te Amerikan İç Savaşı’nda Birlik ordusu için askeri bir gözlemci olarak çalışmak üzere Amerika’ya gitti ve daha sonra Mississippi Nehri’nin sularını araştırdı ve ilk balon uçuşunu yaptı.
1930’ların başında Alman “Graf zepplin” hava gemisi, Atlantik’i geçerek Amerika Birleşik Devletleri’ne ulaşmıştır. Bu başarılı girişim sonrasında benzer şekilde tasarlanan hava gemileri genel adıyla Zeplin olarak isimlendirilmiştir.
Tüm bunların sonucu olarak günümüz modern havacılığı inşa edilmiş şu anda da yapılan çalışmalar ile daha da ileriye emniyetli ve güvenli bir şekilde ilerlemesini sürdürüyor.
Havacılığın Mucitleri yazımın sonuna geldik. Diğer yazıma buradan ulaşabilir, Havacılığın Mucitleri hakkındaki görüşlerinizi bana ulaştırabilirsiniz.
KAYNAK
- kitap, Uçak bilgisi ve Uçuş İlkeleri – Sinem Kahvecioğlu
- Okuryazarim.com
- havaliman.com
- historic-uk.com
- gelisenbeyin.net
