Bu haftaki konumuz havacılığın geleceği, keyifli okumalar!
En son ne zaman bir seyahat ihtiyacınızı karşılamak için fiziki olarak bir seyahat acentesine gittiniz? Eminim birçoğunuzun bu soruya yanıtı çok uzun zaman önce şeklinde olacaktır. Her daim elimizin altında bulunan ve bizi saniyeler içinde dünyanın istediğimiz noktasındaki bilgilere ulaştıran internet teknolojisi sayesinde seyahat ihtiyaçlarımızı dakikalar içinde karşılayabiliyoruz. Havacılığın geleceği artık dijitalde!
Peki, bu ne anlama geliyor; artık üniversitede turizm eğitimi almak ya da bu sektöre KOBI bazında yatırım yapmak riskli mi? Cevap kesinlikle hayır! İnsanlık var olmaya devam ettiği sürece seyahat kavramı da her zaman hayatımızda olmaya devam edecek; üstelik her geçen zaman daha da ulaşılabilir olarak.
Bu sitede pilot olmakla ilgili pek çok kıymetli bilgiye ulaşabilirsiniz. Ancak havacılık, bir uçağın gökyüzüyle buluşmasından çok daha fazlasını barındırıyor. Bir havayolu şirketinin kar edebilmesi için uçak kapasitesinin yüzde yüzüne yakın bir oranda bilet satması gerekiyor. Önceki yıllarda bu süreç bir seyahat acentesine gidilerek fiziki olarak uçak bileti satın alınması şeklinde gerçekleşiyordu. 2000’li yıllarla birlikte çağrı merkezi sistemleri hayatımıza girdi ve telefonda uçak bileti satın alabilme şansına ulaştık.
Bugünse gelişmiş arama motorları sayesinde saniyeler içinde aynı rotada uçuş yapan şirketlerin ücretlerini görüntülüyor ve bize en uygun olanını tercih edebiliyoruz. Üstelik satın alma işlemini tamamladıktan sonra yapmamız gereken tek şey uçuş günü havaalanına gidip uçuşumuzu gerçekleştirmek.
Havacılığın geleceği hizmet sunmaktan ziyade hizmet tasarlamakta.
Şimdi tekrar başa dönelim: Turizm ve havayolu işletmeciliği alanlarında eğitim almak ya da seyahat sektörüne yatarım yapmak mantıklı mı? Değişen sektör trendlerini takip edecek ve dünyanın en genel-geçer pazarlama yaklaşımlarından “global düşün yerel davran” bakış açısıyla bir strateji uygulayabileceğinizi düşünüyorsanız kesinlikle çok mantıklı.
Bu alanda kariyer yapmayı planlayan kişiler akademik eğitimlerine ilave olarak mutlaka sektörün teknoloji tarafı hakkında da bilgi sahibi olmalı. Üniversitelerde gençlerle bir araya geldiğimde de hep söylediğim bir şey var: artık en iyi hizmeti sunanlar değil, en iyi hizmeti tasarlayanlar ayakta kalacak. Çünkü online dünyada sayısız rakipleriniz olacak. Bu rekabette ayakta kalabilmek için yaptığınız işi mutlaka farklılaştırmalısınız. Potansiyel müşterilerinize sizi tercih etmeleri için nedenler sunmalısınız. Bu nedenleri oluştururken işin hem ticari hem de teknolojik kısımlarına hâkim olmanız gerekiyor.
Müşterilerin sizi tercih etmeleri için onlara bir “değer” sunmalısınız. Bu değere sadece sizi tercih ederlerse ulaşabilmeliler. Parasının karşılığını tam anlamıyla aldığını düşünen bir müşteri kesinlikle firmanıza karşı bir sadakat duygusu geliştirecektir. Bu durum hem dünyanın en etkili tanıtım yöntemi olan kulaktan kulağa pazarlama ile daha çok müşteriye ulaşmanızı sağlayacak hem de uzun vadede sizi kara geçirecektir. Sadık müşterilere sahip bir kurum haline gelmeniz marka gücünüzü zirveye taşır.
Günümüzde seyahat sektöründe hem kişisel kariyerinizle hem de kuracağınız marka ile başarılı olmanın yolu kesinlikle dijitali anlamak ve bu alanda üretim yapabilmekten geçiyor. Her branşta olduğu gibi okumak, araştırmak, analiz etmek ve dolayısıyla kendinize yatırım yapmak çok önemli. Havacılık sürekli bir değişim ve gelişim içinde. Hangi pozisyonda olursanız olun bu değişimin dışında kalmamayı önemseyin. Her ne yapıyorsanız mutlaka farklılaştırmaya çalışın ve kendi imzanızı atın. Bu sektördeki kariyerinizin uzun bir yolculuk olduğunu hatırlayın; üstelik bu yolculukta mutluluğun bir varış noktası değil, yolculuğun kendisi olduğunu hiç unutmadan.
Bu haftalık bu kadar. Sizin havacılığın geleceği hakkında düşünceleriniz neler? Düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın. Benimle sosyal medya hesaplarımdan veya iletişim bölümünden irtibata geçebilirsiniz. Görüşmek üzere.
