Herkese iyi bayramlar. Bu hafta yazımda Ukrayna-Rusya savaşına geri dönüyoruz. Biliyorsunuz birçok alanda olduğu gibi şu anda Rusya’ya havacılık ambargosu uygulanıyor. Bu hafta ambargolara başka bir pencereden bakacağız. Çok fazla uzatmadan yazıma geçiyorum.
Durumu daha iyi anlamak için gelin mevcut durumun kısa bir özetini çıkaralım. Savaşın başlaması ile İngiltere öncülüğünde hava sahaları Rus uçaklarına kapatıldı. İngiltere’den sonra sırasıyla tüm Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika ve Kanada hava sahalarını Rus uçaklarına kapattılar. Rusya’da misilleme yaparak kendi hava sahasını diğer uçaklara kapattı. Bu durumdan şüphesiz en çok etkilenen ülke Rusya oldu. Neredeyse tüm uluslararası uçuşları hava sahası kapalılığından etkilendi. Biz hava sahamızı kapatmayarak bence çok önemli bir adım attık. Bu noktada krizi çok iyi yönettik.
Hava sahasının kapatılmasından sonra ülke havacılığını durdurmak ve Rusya’yı daha zor duruma sokmak amacıyla havacılık alanında yapılan sözleşmeler sonlandırıldı.
Bu kapsamda havacılık alanında faaliyet gösteren ticari firmalar ve savunma sanayi firmaları Rusya’ya tedarik süreçlerini sonlandırdı. Rusya’ya havacılık abargosu birçok ülke tarafından uygulanmakta. Bu Rusya için felaketin öncü adımları oldu. Kiralama yoluyla elde edilen uçakları firmalar teker teker geri istedi. Ambargo gereği bu uçakları geri isteyen firmalar doğal olarak Rusya’dan yeşil ışık alamadı. Rusya bu uçaklara el koyarak kendi ülkesi adına tescilledi. Uçakların sigorta sorunlarını ülke içindeki Rus firmalar aracılığı ile çözen Rusya bu uçakları sadece ülke içinde kullanabiliyorlar. Bu uçaklar ülke dışına uçarsa muhtemelen uçtukları ilk ülkede (Belarus hariç) el konulacaklar. Bu sebeple Rus tarafı bu konuda risk alamaz.
Uçaklara el koymak ICAO kuralları gereği hukuksuz olsa da Rusya’ya başka seçenek bırakmadı. Bu kadar büyük ülkede en önemli ulaşım aracının uçak olduğu yadsınamaz bir gerçek. Batı ile doğuyu, ülkenin ana karası ile Kaliningrad’ı birbirine bağlayan en efektif ulaşım aracı kuşkusuz uçaklar. Bu sebeple Rusya’dan uçakları geri iade etmesini beklemek en kibar tabiri ile ahmaklık. Şu anda bir savaştalar ve iki taraf için maalesef normal hukuk kuralları işlemiyor. Bu uçakların bakımları şu anda emniyeti ilgilendiren en temel unsur.
Avrupa Birliği ve Rus Sivil Havacılık otoritesi bu anlamda büyük bir anlaşmazlık içinde. Avrupa tarafı bu uçakların bakımı için yedek parçalarının belirli bir süreden sonra yetersiz olacağı ve emniyetli operasyona kısıtlama getireceğini düşünürken, Rus tarafı uçak filo yaş ortalamasının genç (ortalama 15) olduğunu ve ellerinde tüm teknik belgelerin olduğunu belirtmekte. Bunun sonucunda bakımların ve uçuşa elverişliliğin emniyeti etkilemeyeceğinin garantisini vermekteler. Ancak Rus tarafının bu garantiyi nasıl verdiği tartışılır. Rusya adına tescillenen uçak sayısındaki muazzam artış sivil havacılık otoritesinin iş yükünü muazzam derecede arttıracaktır. Yedek parça eksikliği, bakım yetersizlikleri vb. durumların önüne geçmek adına otorite ne gibi önlemler alacak çok merak ediyorum. Aldıkları önlemlerin yeterliliği ise başlı başlına sorgulanması gereken bir durum.
Rusya tahmin edilenin aksine sivil havacılıkta bulgu ve uluslararası kurallara riayet bakımından genel ortalamanın üzerinde yer alıyor.
Ülkede SSCB’den kalma uçak endüstrisi bulunmakta. Yani havacılık, mühendislik ve uçak üretimi gibi konulara hakimler. İşte bu noktada uygulanan ambargolar ile Rusya devleti mecburen kabuğuna çekilecek. İşte bu noktada ne olacak?
Rusya’da eski teknoloji de olsa uçak üretimi devam ediyordu. Ayrıca Sukhoi Superjet 100 ve geliştirilme aşamasında olan Irkut MC-21 uçakları modern dünyada teknolojik Rus uçakları olarak gözümüze çarpıyorlar. SuperJet ve MC-21 uçaklarının birçok parçası batıdan ithal edilecekti. Ancak uygulanan ambargolar neticesinde bu uçakların bileşenlerinin tedarik işlemi neredeyse imkânsız hale geldi. Bu noktada MC-21 uçağının üretilmesi en az birkaç yıl gecikecek. Bu işlem Rus tarafının havacılık endüstrisini baltalamak olarak gözükse de tarafımca uyuyan devi uyandırmaktan başka bir amaca hizmet etmeyecek. Uzun vadede Rus tarafı bu günlere teşekkür edecek diye düşünüyorum.
Düşünün, neredeyse bütün filosunu batı firmalarından yenileyen Rus hava yolu şirketleri, Rus uçaklarını birçok açıdan verimsiz ve rakipleri ile yarışamaz buluyordu. Bunun neticesinde filolarında Airbus ve Boeing uçaklarını sıklıkla kullanıyorlardı. Ancak geldiğimiz noktada denize düşen yılana sarılır misali büyük firmalar Rus uçakları ile oluşacak açığı kapatmayı düşünüyorlar. Bu çerçevede bölgesel uçaklardan Il-114-300, L-410, L-610 ve LMS-901 modellerinde kapasite artışı planlanıyor. AyrıcaTu-124 uçağında aylık üretim miktarında artışa gidiliyor. Yani demem o ki Rus havacılığı tekrardan küllerinden doğmak için çalışmalara başladı.
Üretim artışına gidilecek modeller nispeten eski modeller ve yeni nesil rakipleri (Boeing, Airbus ve Embraer) ile verimlilik konusunda rakip olamayacaklar.
Ancak burada öncelik verimlilik değil. Bu durum Rus hükümeti tarafından sübvanse edilecektir. Burada önemli olan uçaklar için aylık üretim miktarını arttırmak. Bu aşamada AR-GE ve bilgi birikimi ile teknolojik gelişmeyi de yakalayacaklar. Buna ek olarak uçak motoru ve elektronik paça bileşenleri ambargosu da Rusya’da bu sektörü geliştirecektir. Eee ben ne anladım bu işten? Zaten Rusya günümüzde uçak üretimi bakımından Airbus ve Boeing firmalarına göbekten bağlıydı. Batılı ülkeler bu mutlak hakimiyetten kısa vadede Rusya’yı daha da sıkıştırmak için vazgeçiyorlar. Bu işin sonunda da daha kuvvetli Rus havacılığına olanak sağlayacaklar.
Rusya haksız yere başlattığı bu savaşın bedelini çok ağır ödüyor ve ödeyecekte. Ancak şunu unutmamak gerekir ki Rus tarafı yaptığı bu yanlışlardan da fazlasıyla öğreniyor. Savaşın kısa sürede biteceğini düşünen Rus tarafı bu durumu tahmin edemeyerek birçok konuda elini kolunu bağladı. Havacılıkta da büyük darbe aldı. Ancak unutmayalım ki bu savaş sonucunda normalleşme başladığında da kendisine yapılanları da unutmayacaklar. Yabancı firmalardan kiralama, sigortalama, modern üreticiler için yedek parça üretimini arttırma konularında Rusya’nın daha akıllıca planlar yapması gayet olasıdır.
Türkiye bu konuda çok iyi konum aldı.
Ukrayna’nın yanında olmasına rağmen sivil havacılığı bu durumun içine katmadı. Rus uçaklarına hava sahamızı kapatmadık, yıllardır yeni şirket kurulumuna izin vermeyen SHGM birdenbire iki yeni charter şirketinin kurulması için izin verdi. Bu reaksiyonlar gayet iyi. Bence Avrupa ve Batı’nın kendi çıkarları için Rusya üzerine bu denli ambargo uygulamaması gerekiyor. Bu yapılan uygulamaların en güzel örneğini Kıbrıs Barış Harekâtı ile verebiliriz. Harekattan sonra uygulanan ambargodan 48 yıl sonra Türkiye savunma sanayi alanında çok ama çok gelişmiş durumda. Aynısı Rusya için de olacak. Ancak onlarda bir bilgi birikimi zaten var. Bu noktada mevcut politikalarda ve ambargolarda bir değişiklik olmazsa ileriki 10-15 yıl içinde Rusya’nın havacılık endüstrisinin günümüze göre çok ama çok gelişmesini bekliyorum.
Demem o ki yapılacak ambargoların uzun vadede Rusya’ya daha fazla zarar vermesi hedeflenirse daha yıkıcı yaptırımları olabilir. Kısa vadede yapılan ve düşünmeden atılan adımlara iki tarafta reaktif yaklaşıyorlar. Bu sayede hukuk ayaklar altına alınıyor. Her ne kadar EASA biz siyasete bakmıyoruz emniyet bizim için en önemli şey dese de bu yoruma katılmıyorum. Rusya’ya bakım parça desteğini kesen Avrupa olabilecek kazalarda sorumluluk reddine sahip olamayacaktır. Ancak öyle bir dünyada yaşıyoruz ki hukuksal kurallar, alanında uzman olmayan politikacıların belirlediği çerçevede gerçekleşiyor. Biz de oturup senaryoların hayata geçirilmesini izliyoruz.
Uzun vadede yazdıklarımın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz. Ne yazık ki kısa zamanda bu yazının geçerliliğini anlamanın bir yolu yok. Bu haftalık bu kadar. Siz bu konuda hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Rusya havacılık alanında gelişebilecek mi? Bir gün dünya ile yarışabilir uçak üretebilecekler mi? Görüşlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim. Geçen haftaki yazıma buradan erişebilirsiniz. Benimle sosyal medya hesaplarımdan veya iletişim bölümünden irtibata geçebilirsiniz. Yazılarımı ayrıca Medium ortamı üzerinden de yayınlıyorum. Beni oradan da takip ederseniz sevinirim. Haftaya görüşmek üzere
Dr. Caner ACARBAY