Bu yazımda Pilotluğa Giden Yol – IFR Uçuşları hakkında konuşacağız. İsterseniz geçelim.
Uzunca süren bekleme döneminin ardından nihayet bu yazıyı da hazırlamış bulunmaktayım. Kısaca özetlemek gerekirse artık pilotaj temel eğitiminin son aşamasına gelmiştik. Daha öncesince Florida’da VFR uçuşlarını ve Frankfurtta teorik eğitimi tamamlayıp, ATPL teori sınavlarını geçip Rostock şehrine doğru hareket etmiştik. Okul tarafından Rostock’da konaklamak üzere tarafımıza iki farklı alternatif sunulmuştu. Bunlardan ilki bir otelde konaklamak iken diğeri ise konaklama için tarafımıza bir miktar para ödemek ve konaklamanın kendi tarafımızdan sağlanmasıydı. Otel havalimanına daha uzak olduğu ve yeme, içme durumlarının sürekli dışarıdan kendimizin yapması gerektiğinden dolayı biz ikinci seçeneği seçmiştik. Ayrıca üst filolardan arkadaşlardan aldığımız geri dönüşler doğrultusunda ikinci seçeneğin daha mantıklı olduğuna karar verdik. Bu kapsamda okulda bizim işlerimiz ile ilgilenen Nesrin Hanım havalimanı yakınında Kronskamp isimli yerleşimde pilotaj öğrencilerine kiralık olarak sunulan daireleri bizim için ayarlamıştı.
Daireler Hakkında
Bu daireler standart apartman daireleri olmakla birlikte birçok seçeneğe sahipti. Filo içerisindeki arkadaşlar kendilerine yakın hissettiği kişiler ile gruplar oluşturmuştu. Böylece 1+1 seçeneğinden başlayıp 3+1’e kadar varan apartman dairelerinde önümüzdeki 4 ayı geçirecektik. Ben şahsen 2+1 apartmanda Ekrem ile kalıyordum. Apartmanlarda herkese 1+1’de kalacak şekilde para verilmişti. Ancak 1+1 yerine 2+1 veya 3+1 dairelerinde oturanların cebinde ekstra paralar kalıyordu. Bu da o zamanlar öğrenci olduğumuzdan bizim işimize geliyordu :). PTN eğitimin bu aşamasında teorik eğitimlerdeki gibi toplu hareket etme imkanın ortadan kalktığı için araba sayısını arttırmıştı. Böylece hareket etme konusunda da özgürleşmiştik. Yaklaşık olarak 2 kişiye bir araba kiraladıkları için artık daha rahat edebilecektik.
Eğitimin ilk haftası daha çok yer eğitimi şeklinde geçmişti. Bu süre zarfında uçuşsuz geçen 6-7 aylık süre zarfında acaba uçuş nasıl olacak, ne yapacağız şeklinde kara kara düşünüyorduk. Diğer bir yandan da ortama ayak uydurmaya çalışıyorduk. Eğitim için kaldığımız yer eski Doğu Almanya bloğu içinde kaldığı için birçok kişi ingilizce bilmiyordu ve ortam Frankfurt gibi rahat da değildi. O bölgede yabancıları pek sevdiklerini düşünmüyorum :). Kaldığımız Kronskamp bölgesinde yapabilecek hiçbir şey yoktu. Okulun anlaşmalı olduğu askeriye içinde yer alan fitness salonundan bedava yararlanabilmemizin dışında bölgenin bir esprisi yoktu. Bunun için kaldığımız yere yaklaşık 30dk uzaklıkta bulunan liman şehri Rostock tüm ihtiyaçlarımıza sahip bir şehirdi. Bu sebeple ilk yakaladığımız boşlukta Rostock’a gidiyorduk. Aşağıda yer alan fotoğrafta kaldığım dairenin manzarasını görebilirsiniz.
Sona Doğru
Yaklaşık bir hafta süren yer eğitiminde de artık sona doğru yaklaşıyorduk. Eğitimin bu aşamasında Diamond markasının DA-40 modeli ile IFR, Piper PA-44 ile ME uçuşları gerçekleştirecektik. Piper nispeten alışık olduğumuz bir markaydı çünkü eğitimin ilk aşamasında tüm uçuşlarımızı Piper PA28 ile gerçekleştirmiştik. Ancak DA40 bize tamamen yabancıydı. Uçakları kısaca karşılaştırma yapmak gerekirse DA40, PA28’e göre oldukça hafif ve stick ile kumanda ediliyor. Hafif olması neticesiyle kalkış ağırlığı PA28’e göre çok daha düşük öyle ki 2 cüsseli öğrenci ve öğretmenle birlikte uçak limitlere dayanıyor ve mecburen ilk 2-3 approach low approach oluyordu (iniş gerçekletirmeden tekrar kalkışa geçiliyordu.) İlk başta uçağa dışarıdan bakarken hiç hoşuma gitmemişti. Ama ne yalan söyleyeyim uçmaya başladıkça Piper PA28’den daha hoşuma gitti. Aşağıda yer alan fotoğrafta daha önce birçok kez uçtuğum bir da40’ı görebilirsiniz.
Pilotluğa Giden Yol da IFR Uçuşları eğitiminin temel amacı öğrenciyi aletli uçuşa alıştırmaktır.
Pilotluğa Giden Yol da IFR Uçuşları eğitiminin temel amacı öğrenciyi aletli uçuşa alıştırmaktır. Uçuşun ilk aşamasında Amerika’da yolumuzu VFR chartlarında yer alan referans noktalarına göre yapıyorduk. Bu referans noktaları nehir, şehir, tren yolu vb noktalar oluyordu. Hocalar içerideki göstergelerde VOR, GPS gibi seyrüsefer yardımcılarından bilgi almamızı istemiyorlardı. Uçağın yükselip alçaldığını, düz uçup uçmadığını hep dışarıdan referans alarak bilmemizi istiyorlardı. Ancak IFR tamamen farklı bir uçuş çeşitidir. Bu uçuş tipinde temel amaç kokpit içerisinde yer alan göstergeler içinden uçuşun sürdürülüp tamamlanmasıdır. Hatta çoğu zaman kafanıza geçirdiğiniz hood ile dışarı bakmanız engellenir ve uçuşun iniş ve kalkış aşaması dışında dışarı bakmanızın önüne geçilir. Böylece gerçek IFR şartları benzetilmiş olur. Aşağıdaki şekilde örnek bir hood gözükmektedir.
Eğitimim boyunca hood’u sadece bir kere taktım. Zaten Almanya’da yaz ortasında bile bulutların içinden çıkmadan dakikalarca uçabiliyorduk. Hood gerçekten konforsuz birşey 🙂
Neyse sonuç olarak DA40 sistem sınavı ve memory item testlerini başarı ile tamamladıktan sonra sıra uçuş aşamalarına gelmişti. Uçuşta ilk defa gerçekleştireceğimiz en önemli konu flight plan hazırlanması ve planın gönderilmesiydi. VFR uçuşlarında plan hazırlama zorunluluğu yoktu. Ancak IFR’da yapmamız gerekiyordu. Bunun için Rostock Laage havalimanı içinde bulunan PTN ofisinde uçuş öncesi hazırlıkları tamamlıyorduk. Burada uçuş planını hazırlıyorduk. Odanın diğer yanında bulunan dispetch bölümünde ise kısa ve uzun vadeli uçuş planlamaları, öğrenci ve öğretmen atamaları gerçekleştirilmekteydi. Uçuşlar genellikle bir gün önceden mail ile tarafımıza bildiriliyordu. Uçulacak yerler uçuş planında yer alıyordu. Ancak sözü edilen meydanlara gitme zorunluluğu yoktu. Hocanla anlaştıktan sonra okulun anlaşmalı olduğu havalimanlarına gidilebiliyordu. Ancak belli gün ve saatlerde bazı hava meydanları kapalı olduğu için gidilecek meydanı önceden bilmek önem arz ediyordu. Aşağıda her uçuşta hazırladığımız örnek bir uçuş planı bulunmaktadır.
IFR eğitimi gerçekleştirdiğimiz bir gün genel olarak şu şekilde geçiyordu.
Öncelikle uçuş öncesi hazırlıkları gerçekleştiriyorduk. Burada hava durumunun hazırlanması, planın oluşturulması ve gönderilmesi, uçuş öncesi programın hocaya brief edilmesi takibinde çalışılacak konuların öğretmen tarafından anlatılması şeklindeydi. Bu süre genellikle en az bir saat oluyordu. Takiben güvenlik kontrolünden geçip operasyona uçuş hakkında bilgi verilmesi ve uçağa geçilmesi ile devam ediliyordu.
Uçağa geçildikten sonra ise ilk olarak uçağın harici kontrolü yapılıyordu. Bu süre zarfında öğretmen pilot uçağın dokümanları ve defterini kontrol ediyordu. Dış kontrol bittikten sonra uçağın içine geçtikten sonra iç kontroller ve cheklistlerin tamamlanması ile kuleden ATC (IFR) clearence alınıyordu. Bu bölüm VFR uçuşlarında bulunmamaktaydı. Temel olarak gideceğin meydana hangi SID ve rota ile gideceğin, tırmanılacak ilk irtifa, transponder kodu vs yer almaktaydı. VFR uçuşlarında yapmış olduğum en büyü hata kesinlikle bir GoPro almamış olmamdı. Bu sebeple Rostock’a ilk gelince yapmış olduğum iş bir GoPro almak oldu. Bu sayede yapmış olduğum tüm uçuşlarımı kaydettim. Bunları yeri gelince hepsini sizinle paylaşacağım :). Ancak düzenleme işleri çok uzun sürdüğünden ve yazın en yoğun ay olduğundan dolayı bu ara bu işi yapmam imkansız görünüyor. Bir önceki paragrafta anlatmış olduğum uçuşun hazırlık aşamasını sizinle aşağıda paylaşıyorum. Eğer video düzenleme konusunda profesyonel bir arkadaş bana yardım ederse çok daha güzel videolar ortaya çıkarabiliriz :).
Bir sonraki yazımda kaldığımız yerden devam edeceğiz. Herkese bol havacılık dolu günler dilerim.
Bu yazımda Pilotluğa Giden Yol hakkında konuştuk.Diğer yazıma da buradan ulaşabilirsiniz.